1 Ağustos
Transearch’den Sessiz İstifaya Küresel Çözüm
Dünya genelindeki 40 ülkede, 60’tan fazla ofisi ile faaliyet gösteren yönetici araştırma firması TRANSEARCH International’ın analizlerine göre, dünya çapında giderek artan yetenek kıtlığı sorunu “Sessiz İstifa” fenomeninin ikinci dalgasıyla büyüyecek. TRANSEARCH Türkiye Yönetici Ortağı Murat Öztürk, yetenek kıtlığının dünya için önemli bir ekonomik gündem olduğunu vurgulayarak şu bilgileri verdi: “Tahminler, 2030 yılına kadar 85 milyondan fazla çalışanın küresel yetenek açığı yaşayabileceğini ve bu sıkışmanın yıllık 8,5 trilyon dolarlık gerçekleşmemiş gelire yol açabileceğini gösteriyor. Bu rakam ABD ve Çin’den sonra dünyadaki en yüksek üçüncü GSYH’ye eşit. Yetenek kıtlığını ortaya koyan nedenlerin hızla ele alınması ve şirketlerin uzun dönemde karşılaşabilecekleri yetenek sorununu bugünden önceliklendirmesi gerekiyor. Sürdürülebilir büyümeden söz edebilmek için insan yönetimi stratejilerimizi her senaryoya uygun olarak geliştirmeliyiz.”
Çalışanların yüzde 60’ından fazlası, yeterli takdiri almadığını düşünüyor.
Sessiz istifa fenomeninin ekonomik maliyetinin tüm dünya için yüksek olduğunu vurgulayan Murat Öztürk, analizlerin ikinci bir dalgayı işaret ettiğini belirterek şunları söyledi: “Sessiz istifa fenomeninde ikinci dalga beklentisi yaratan birçok etken var. Hızla gelişen teknoloji ve beklenmedik küresel olayların yarattığı belirsizlik, çalışanlarda artan gelecek ve refah endişesine yol açıyor. Hemen hemen tüm küresel araştırmalar çalışanların büyük bir bölümünün önümüzdeki bir yıl içinde iş değiştirmek istediğini gösteriyor. Bu eğilimin birçok sebebi var: liderlik, ücret, yan haklar, kariyer kaygısı, gelişim olanakları gibi. Çalışanın takdir edilmediğini ve çalışmalarının göz ardı edildiğine olan inancı da bu nedenlerden biri olarak öne çıkıyor. Dünya çapında sadece yüzde 23’lük oranında çalışan takdir edildiğini düşünüyor. Bir başka çarpıcı istatistik ise takdir edildiğini düşünenlerin diğerlerine göre 4 kat daha fazla bağlılık hissetmesi”
Sürdürülebilir büyüme bağlılığa bağlı
Dünya çalışanlarının sadece yüzde 30’luk bir kesiminin şirketine ve işine bağlılık duyduğunu belirten Murat Öztürk, yüksek bağlılık oranlarının şirket sonuçlarına etkisini şöyle özetledi: “Çalışan bağlılığı yani çalışanın yaptığı işi istekle yapması ve daha fazlasını yapma arzusu müşteri memnuniyetinden satışlara kadar tüm gelişim alanlarını etkiliyor. Çalışan devir hızı düşüyor, yaratıcılık artıyor, inisiyatif alan çalışan sayısındaki artış çözüm kültürünün gelişmesini destekliyor. Tüm bu sonuçlar verimliliğe dönüşerek şirket bilançolarında gözle görülür bir fark yaratıyor.”
“Sağlıklı takdir mekanizmaları yetenek savaşında rekabet avantajı yaratır”
Takdir edilmenin ve tanınmanın çalışan için maddi ödüllerin önünde yer aldığını ifade eden Öztürk, takdir gören çalışanların şirketlerinden ayrılma olasılığının düştüğünü söyledi. Çalışanı takdir etmenin yöneticiden yöneticiye değişen sübjektif bir kavram olduğuna değinen Murat Öztürk veri odaklı aksiyon almanın önemine dikkat çekti: “Yapılan anketleri karşılaştırdığımızda takdir görmediğini düşünen çalışan oranıyla takdir ettiğini düşünen yönetici oranı arasında bir boşluk olduğunu görüyoruz. Genellikle bu yanıtlar işten çıkış analizlerinde ortaya çıkıyor ve geri dönüşü her zaman kolay olmuyor. Transearch bu noktada liderlerin organizasyonlarının nabzını eş zamanlı tutmalarına yardımcı olacak veri tabanlı “Why Do You Stay? ©” çözümünü devreye sokuyor”
Kalanlar neden kalıyor?
TRANSEARCH International’ın geliştirdiği “Why Do You Stay? © geleneksel çalışan anketlerinin ötesine geçerek kanıtlanmış bir metodoloji kullanıyor. Bu çözüm, 50’den fazla bağlılık faktörünü içeren araştırma tabanlı bir kütüphaneyi kullanarak, çalışanların neden şirkette kalmayı tercih ettiklerini belirliyor ve böylece organizasyonlara özelleştirilmiş bir bağlılık stratejisi sunuyor. Bu stratejiyle liderler hangi unsurların çalışanları şirkette tutma konusunda etkili olduğunu anlayabiliyor ve bu verileri kullanarak, çalışan deneyimini geliştirmek için proaktif adımlar atabiliyorlar. Çalışanların neden şirkette kaldıklarını anlamak, genel performansı artırmak için bir yol haritası sunar. Bu içgörüler, liderlerin daha etkili koçluk yapmasına, takım çalışmasını geliştirmesine ve liderlik gelişim programlarını iyileştirmesine yardımcı olur.
Erken uyarı sistemi
Murat Öztürk TRANSEARCH’ün tüm dünyada etkin olarak kullandığı bu çözümün en önemli özelliklerinden birinin sorunları oluşmadan ortaya koyan erken uyarı sistemi olduğuna dikkat çekti. Öztürk, “‘Why Do You Stay? ©’ ürününün sunduğu en değerli araçlardan biri olan Retention Health Score, organizasyonların çalışan bağlılığı konusunda erken uyarı almasını sağlayan bir sistem. Bu skor, çalışanların şirkette kalma motivasyonlarını ve potansiyel bağlılık sorunlarını ölçerek, liderlere proaktif bir şekilde müdahale etme imkânı tanıyor. Çalışan memnuniyetsizliği veya bağlılık eksikliği gibi sorunları erken aşamada tespit ettiği için, organizasyonlar kritik yetenekleri kaybetmeden önce gerekli önlemleri alabilirler. Bu sayede, liderler hem mevcut iş gücünü koruyabilir hem de gelecekteki yetenek kayıplarını en aza indirerek sürdürülebilir bir büyüme ve istikrar sağlayabilirler” dedi.